MAPUHUSLUK RESİMLER

Köroğlu Festivallerinin belki de tek olumlu yanı.

Birbirinden değerli 122 tablo!

Bolu Kent Müzesi’nde depoda balık istifi gibi saklanıyor.

Kimsenin haberi yok.

Kimi zaman yer açmak için tekme yiyorlar,

Kimi zaman bumerang gibi bir kenara fırlatılıyorlar.

Belediyecilik sadece yol, su kanalizasyon değil ki,

Belediyecilik şehrin sanatına, kültürüne de sahip çıkmaktır.

Şükür ki yıllar sonra, bu tabloların değerini bilen iki hanımefendi çıkıyor.

Zuhal Işın, Filiz Demirtaş…

Tabloların 39 tanesini Sanat Merkezinde sergiliyorlar da,

Bizlerinde haberi oluyor.

Peki sonrası;

Sergi süresi bitiyor.

Tablolar hapsedildikleri zindana geri dönüyorlar.

Bir Belediye sanatı hapseder mi?

Ediyor işte,

Hem de yargısız, hem de son isteği sorulmadan,

Hem de savunma hakkı alınmadan!

Bu günleri de gördük maalesef!

***

Belediyeden ricamız!

Yetmedi mi bu mahpusluk!

Birbirinden güzel…

Geçelim.

***

Yıllar önce Sanat Merkezinin önünde sergilenen topları hatırlarsınız.

Birisi Osmanlı dönemi tarihi top arabası, diğeri Cumhuriyet dönemi…

Toplar ardından Karaçayır Parkına alındı.

Yağmur altında tarihi toplar çürümeye bırakıldı.

Aylarca açıkta yağmur altında kalan tarihi top arabalarının tekerleri çürüdü.

Sonra bir anda ortadan yok oldular.

Fırka Tepesinden sökülen saat kulesi yolda dolgu malzemesi olarak kullanılınca,

Bir anda aklımıza bu tarihi toplar geldi.

Hani koca top arabası, Nereye sokacaklar? Rahatlığındaydık ya.

…

***

Adamın biri at arabasıyla şehre inmektedir.

Eski dönem, eşkıyalar kol gezmekte.

Bir zaman sonra ilerde ellerinde tüfekler eşkıyalar görünmüş.

Adam tedirgin bir şekilde elindeki altınları ne yapacağım diye düşünürken,

Kızı atılır ve babasından altınları alarak şalvarından içeri sokar.

Eşkıyalar arabayı durdurur.

Babadan sonra, kızını ilerde çalılığa götürüp üzerini çıkartıp iyice ararlar.

Eşkıyalar baba ve kızda bir şey bulamayınca at arabasına el koyarlar.

Baba hem at arabası hem de altınlar gitti diye üzülerek kızıyla birlikte yola koyulmuşken,

Kız elini şalvarına sokar ve altınları çıkartır.

Baba, altınlara kavuşmanın hevesi bir yanda derin bir ah çeker,

Kızı şaşırır; ‘Baba altınları kurtardık niye ah çekersin’ demiş.

Baba; ‘Annen bizimle gelmek için çok ısrar etmişti. Keşke kabul etseydim. Sen altınları sakladın. Annende at arabasını saklardı!’ demiş.

***

Şimdi bu hikâyeyi niye mi anlattık.

Koca top arabası!

Fesuphanallah Rabbim sen aklıma mukayyet ol!