
ÖĞRETMENLİĞİN MUTFAĞINDA YETİŞMEMİŞ KİŞİLERİN ÖĞRETMENLİĞİ
03 Haziran 2016 09:36:51
ÖĞRETMENLİĞİN
MUTFAĞINDA YETİŞMEMİŞ KİŞİLERİN ÖĞRETMENLİĞİ
Bu
gün gazetede asıl mesleği gazetecilik olan birinin Milli Eğitim Bakanı
olmasını istiyoruz diye ,, bir yazı okudum. Şöyle bir düşündüm tamam doğru
söyleniyor ama bizim ülkemizde zaten çoğu böyle değil mi? Bu ülkede o kadar çok uzmanı olduğu mesleği değil
de başka mesleği yapan ve başarılı olması beklenen kişi var ki!
Buna itiraz edebilmek için öncelikle
meslek sahiplerinin mesleğini yapması sağlanmalı bence. Bizim ülkemizde daha
önce mühendisler öğretmen yapılmadı mı? Üniversitelerde okuyan kişilerin kaçta
kaçı okudukları mesleği yapıyor hiç araştırıldı mı acaba?
Gazetede ve sosyal paylaşım sitelerinde
Bakanın fotoğrafının altına ayrıca Yeni milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmazda
Nabi Avcı gibi İletişim mezunu. Öğretmenlik yapıp mesleğin getirmiş olduğu
zorlukları çekmeyen, öğretmenliğin mutfağında yetişmemiş biri nasıl olurda
Milli Eğitim Bakanı olur,, diye yazıyordu.
Bende bundan yola çıkarak öğretmenlik
mesleğini kaleme almak istedim. Öğretmenlik mesleği cefalı ama bir o kadarda ulvi
bir meslek dalı. Tabi ki bu mesleği layıkıyla yapanlar için. Öğretmenlik yapıp
hakkaniyetle davranmayan, öğrencilerinin durumlarını, psikolojilerini
anlamayan, sadece işi olması ve maaş almak için bu mesleği seçen o kadar çok
kişi var ki. Son zamanlarda oldukça
fazla basında yer alan taciz olayları, intiharlar, başarısızlıklar vs. Hep bu
mesleği hakkıyla yapmayan belki de eğitimlerindeki eksiklikler sebebiyle
anlaşılmadan bu mesleğe atılan kişiler yüzünden oluyor tüm bunlar.
Çocuklarımızı, geleceğimizi eğitecek kişilerin eğitimleri çok özel olmalı
tabiri caizse ilmik ilmik dokunulmalı en ince hızardan geçirilmeliler.
Eğitimleri eksiksiz verilmeli mezun olup mesleğe atılmadan önce torpil ayrım
gözetilmeden sağlık kurullarından geçmeli ve her eğitim verecek kişide
pedagojik formasyon alması öngörülmeli. Böyle ulvi bir sorumluluğu
kaldıramayacak kişilere bu görev verilmemeli. Ve bu her türlü eğitim veren (
ilköğretim, orta öğretim, lise, üniversite, halk eğitim, çıraklık eğitim vs.)
kurumlarda böyle olmalı. Çünkü bu gibi yerlerde eğitim alanlar her yaştan
kişiler ve öğreticiler hak hukuk tanıyan ayırım yapmayan, her bireye kızgınlık,
kırgınlık gözetmeden eğitim vermesi gereken kişiler. Öğreticiler öğrencilerini
sırf egolarını tatmin etmek , bir yerlere gelmek için merdiven olarak kullanmamalı,
baskı kurmamalı, öğrenciler arasında ayrımcılık yapmamalı, her öğrenciye eşit
davranmalı ve insan psikolojisinden iyi anlamalı.
Ve tabi ki bunun için de verdikleri
dersin eğitimini almış uzman kişiler bu dersleri vermeli. Sırf sınıfı doldurmak
için eğitimi almamış kişilere öğretmenlik yaptırmamalı. Bu ulvi mesleğin yüce
yükünü taşıyabilecek kişiler öğretmenlik yapabilmeli. Öğretmenler zengin fakir,
mevki ve karlı çıkma düşüncesiyle bakmamalı öğrencilerine. Velhasıl kelam
mesleğinin uzmanı olmuş, yüreğinde Allah korkusu olan insan psikolojisinden
anlayan insanlar eğitim vermeli.
Yanlış anlaşılmak istemem bu kadar eğitimden geçmemiş ama mesleği
layıkıyla yapan öğretmenlerimiz de var tabi ki onların hakkını yemek istemem
ama gene de en azından şimdiden sonra ki eğitimlerin daha ince elenip sık
dokunarak yapılması taraftarıyım. Ayrımcılık gören, şiddete mahsur kalan birçok
kişinin fikrinin bu olduğunu biliyorum.
Onun için yeni bakanımız mademki bu
yüzden eleştiriliyor bizde ondan bu konuda hassas olup eğitimcilerimiz için
çıkarılacak kanunlarda duyarlı olmasını bekliyoruz.
Daha güzel günlerde buluşmak dileğiyle
hoş kalın, Hoşça kalın
. Saygılarımla
.