DERYA AKBIYIKA TÜRK- İŞ GENEL BAŞKANI ATALAYDAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR
DERYA AKBIYIKA TÜRK- İŞ GENEL BAŞKANI ATALAYDAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR
30-11-2016 | 13 : 43 24
ATALAY: TTKya İşçi alımını gerçekleştireceğiz
Zonguldak halkı
şehrine sahip çıkmaya devam etsin
Önceliğimiz TTKya işçi aldırmak
Gazetemiz Köşe Yazarı Derya AKBIYIK Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalayı makamında ziyaret etti.
Türk İş genel merkezin de yapılan ziyarette Genel Başkan Ergun AtalayDerya Akbıyıka verdiği röportajda Zonguldak, Türkiye Taşkömürü Kurumu, ülke ve dünya genelini ilgilendiren önemli açıklamalarda bulundu.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Zonguldak taşkömürü madenciliğinde Türkiyede öncü kurum. Zonguldaktaki işçi arkadaşlarımız, sendikacılar ve madenciler meseleyi iyi biliyor. İnşallah daha iyi ve daha fazla kömür üreteceğiz bu şekilde ülkeye giren ithal kömüre mahkum olmayacağız.
Türkiye Taşkömürü Kurumu, kurumun sorunları ve işçi açıkları konusunda Genel Maden İşçileri Sendikası yönetimi ile sürekli diyalog halindeyim diyen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye Taşkömürleri Kurumu ve Zonguldakla ilgili yöre milletvekilleri işçi alınması için gayret sarf ediyorlar. Genel Maden İşçileri Sendikası başkanı ve yönetimi sabah akşam kuruma işçi alınması için Ankarada çalmadık kapı bırakmıyorlar. Benim önceliğim TTKya işçi alınması yönünde bundan kimsenin şüphesi olmasın. Gücüm yetse de işsiz insan kalmasa. Tabi bu benim dememle olmuyor. Benim görevim bunun takipçisi olmak, bunu ülkenin gündemine taşımak dedi.
TÜRK İŞ GENEL
BAŞKANINDAN SATIRBAŞLARI
Siirt /Şirvan bakır madeninde üzücü olay yaşadık
Maden varsa Zonguldak var.
Türkiyede iş kazalarında günde dört kişi ölüyor.
Türk İş Genel Başkanı olarak ilk Zonguldaka geldim.
Zonguldakta kömürde, işçide benim için çok önemli.
İşçi olmak için Demiryollarına girdim.
Türk İş olarak 900 bin üyesi ve aileleri ile 4 milyon a yakın dev bir kurumuz.
Türk İş ülkenin sigortasıdır.
Asgari Ücret 1600 TL olmalıdır.
Maden yasası ile önemli kazanımlar elde ettik ama noksanlarımız da devam ediyor.
Maden işçimizin güneş görmesi adına iki gün tatil verdik.
MİGEM maden üretimin yoğun olduğu illerde irtibat bürosu kurmalı.
Ülkemizde ki maden üretimleri sadece Ankaradan yönetilemez ve denetlenemez.
Zonguldakkömürspor, benim takımım.
Zonguldak yeni bir stadyumu hak ediyor.
Zonguldak TTKya maden işçisi alımını gerçekleştirmek için her şeyi yapacağız.
Zonguldakta TTKya işçi alımı için ilin beş vekilinin de çaba göstermesi gerekiyor.
Hükümetin yerli kömür önceliği söylemi bizler için umut verici.
Ülkemizin tapusunu versek bile bizi ABye almazlar.
Kendi adıma AByi istemiyorum.
Yenikapı ruhu devam etmeli.
Zonguldak basını güçlü ve önemli.
Yaygın ve yerel basın önem arz eder.
Gazetecilik yaptı diye bir gazeteci tutuklanıyorsa eyvah dememiz gerekir.
Gazetecilik kimliği altında kişi ülkeye kötülük yapıyorsa, terörle hareket ediyorsa, oda hesabını versin.
15 Temmuz sürecini şiddetle kınıyoruz.
HainFETÖ terör örgütü mensupları temizleniyor.
Ordumuz, polisimiz ve güvenlik güçlerimiz bizim için olmazsa olmaz.
Kıdem tazminatı ve taşeron işçiler konusunda yeni gelişmeler olacak.
Zonguldak kömürü önemli! Çok kömür üreteceğiz, ithal kömüre mahkum olmayacağız.
Maden işçisi alımı için vekillerimiz ve ilin diğer dinamikleri de gerekenleri yapmalı.
Zonguldak limanı ithal kömüre değil, yerli kömüre hizmet etmeli.
Zonguldaka geleceğim ve Başbakanın programına katılacağım.
Türk- İş Genel
Başkanı Ergun Atalay, Derya Akbıyıka verdiği röportajda sorulara şu cevapları
verdi:
Derya Akbıyık: Sayın
Genel Başkan Siirte giderek Şirvan Bakır madeninde meydana gelen maden
kazasını yakından incelediniz. Orada gördüklerinizi, yaşanan acı olayı ve genel durumu kısaca
anlatabilir misiniz?
Ergün Atalay: Öncelikle hoş geldiniz. Siz kömür kentinden geliyorsunuz. Zonguldakın her şeyi kömür! Zonguldaktaki herkes madenci! Zonguldakın madencilikle ilgili güçlü bir bağı var. Maden varsa Zonguldak var öyle bir şehirdir. Şirvanda bakırmadeninin olduğu bir yer. Maalesef Türkiyede ortalama iş kazalarında günde 4 kişi ölüyor. Dünya ortalamasına bakıldığında bu yüksek bir rakam diyebiliriz. Maalesef son 3 senede ölümlü birçok iş kazası gördük. Soma ve Ermenek kömür madeni kazaları arkasından Siirt Şirvan bakır madenikazası ondan evvelde Zonguldak Kozlu vardı. Soma, Ermenek ve Şirvanda olduğu gibi Kozlu kazasında da hemen madenci kardeşlerimin yanına koşmuştum. Siirt Şirvanı görmeyenler burayı yeraltı madeni gibi biliyorlar. 1700 metre rakım var. Merdiven gibi düşünün millet orada cambazlık yapıyor. Ağırlıkla bakır demir taşın olduğu bir maden. Oradaki arkadaşlarımız bir imkân olsa da sağ çıksalar. İnşallah sağ çıkarlar temennimiz o ama çok zor gözüküyor.
Derya Akbıyık: Türk
İş Genel Başkanı olduktan sonraki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Ergün Atalay: Türk-İş genel başkanı olduğum gün Adapazarına gittim. Adapazarlıyım. O gün rahmetli annem sağdı onu ziyarete gittim. Sonra iş yerine geldim ve çalışma startını verdik. Seçildiğim gün sonrası ilk il dışı seyahatimi Zonguldakayaptım. Zonguldakta, kömürde, işçide benim için önemli. Ben hayata başlarken işçi olmak düşüncesiyle başladım. Ben demiryolları meslek okuluna girdim sebebi de işçi olmak para kazanmak evime bakmaktı. İşçi olmak için demir yollarına girdim. Tabi hiç işçilerin başına geçeceğimi hesap etmedim, öyle bir iddiamda yoktu. Şuan 900 bin üzerinde çalışan var aileleriyle beraber 4 milyona yakın dev bir kurumuz, bu ülkenin sigortasıyız. Onun için oturmamızla, kalkmamızla, konuşmamızla iyi şeyler yapmayı, yanlış yapmamaya gayret ediyoruz. İşçilerimizin bugün üniversiteli eğitim sayısı % 30 civarında.
Bizim yaptığımız iş temsil ettiğimiz insanlar yaşam şartları çok zor olan insanlar eğitim düzeyi sanat okulu, ilkokul, meslek lisesi. Üniversite okuyan üyemizin çocukları%2 civarındaydı. Üniversite mezunlarında işçi çocuklarımız bugün için %30a yakınız. Eğitim seviyesi yükseldi. Çok evvelden bu Zonguldak içinde geçerli hepsine bakıldığı zaman muhakkak üniversiteye giden çocukları var.
Derya Akbıyık: Asgari
ücretin bin 600 lira olması konusunda yaptığınız açıklamalar var. Bu konuda ne
diyeceksiniz.
Ergün Atalay: Asgari ücret 1600 olsun dedik ortalık karıştı. Geçen hafta asgari ücret 1600 TLolsun dedim sanki kötü bir şey söyledim! Devletin bakanı çıktı diyor ki, zeytin dallarından ürün alma adına dalları kırarsanız, istifade edemezsiniz. Zeytin dallarını kırmayın, ürün alamazsınız diye bir açıklama yaptı. Gelecek senelere de ürün almak istiyorsanız, itina ile davranacaksınız örneğini veriyor. Arkadan da diyor ki istemek serbest her şey istersin diyor. Bunu Türkiye ekonomik bakanı söylüyor. Aynı şey için çalışma bakanı ben bu asgari ücretten mutlu değilim ama şartlar böyle diyor. Birisinin kullandığı dil başka diğerinin kullandığı dil başka. Sanki kötü bir şey söyledim adamlar rahatsız oluyorlar. Tuzu kurular ve 15 Temmuz da sığınakta olanlar, ne 15 Temmuzu anlarlar, ne de Bin 600 TL ile hayatta yaşamamış olanları anlar.1600 liranın çok olduğunu söyleyen o bakan ile bize bin 600 lira versinler bir odaya kapanalım bir ay yaşayalımyetiyor mu? Yetmiyor mu? Görelim. Rakam ortada bu asgari ücretle geçinmek için cambaz olmak lazım. Türkiye yoksa ne sendika var, ne parti var, ne dernek var, ne de oda var. Onun için önceliğimiz güvenlik, yoksa hiç bir şey yok, Türkiyede yok, ücrette de yok, işçide yoktur, huzur da yoktur. Git Suriyede ve Irak ta istediğin parayı al ne yapacaksın ki. Paranın hükmü olmadığı yerler.
Derya Akbıyık: Göreve
geldiğiniz de seçimde ilk gün ilk ziyareti Zonguldaka yaptınız. Kurumun Kozlu Müessesesindeki ocağımıza
girdiniz. Çıkışta da önemli mesajlar
verdiniz ve işçi alınsın dediniz. 2016
yılında işçi açıklarımız hala devam ediyor. TTK kurum zarar etti diye
gösteriliyor. İşçi alımı gerçekleşmiyor. Bununla beraber hükümetimiz yerli
kömür önceliğimiz diyor. Zonguldak ta bu gidiş bugün itibarıyla çok eksiye
gidiyor, geleceği belirsiz bir duruma yol alıyor. Bu konuda sizlerden bir görüş
istiyoruz. İşçi alımı gerçekleşecek mi?
Ergün Atalay: GMİS Başkanı ve yöneticisi arkadaşlar her Ankaraya geldiklerinde nasılsıniyimizsinin peşine işçi alımları ne zaman olacak?Diyorlar.Birinci soru bu oluyor.Maalesef şuana kadar bu konunun altından kalkamadık. Bu ülke hepimizin ülkesi ama ben bu bölgenin insanıyım. Zonguldak emek kenti ve oradaki insanların gözlerindeki ışığı görebiliyorum. Ben aynı noktadayım. 15 Temmuz maalesef darbe değildi işgaldi. Bu işgalin bedeliniTürkiye ödüyor, fakire fukaraya işçi ödüyor. Çalışan taşeron işçileri var şimdi madene alınabilecek işçiler var. Biz bunu 3- 4 aydır konuşmuyoruz. Ülkenin güvenliğini konuşuyoruz. Zonguldakla ilgili bütün vekiller, sendika yöneticileri burada işçi alınması için gayret sarf ediyor. Sendika sabah akşam bununla yatıp, bununla kalkıyor. İşsiz insan kalmasın diyorum ama bu benim dememle olmuyor. Benim görevim bunun takipçisi olmak, bunu ülkenin gündemine taşımak. Önümüzdeki günlerde de bununla ilgili Enerji bakanı müsteşarını arkadaşlar çağıracak bunlarla ilgili bir toplantı yapılacak. Şimdi demiryolları zarar ediyor, madende zarar ediyor. Ama 8 kişinin yapması gereken işi şuanda 4 kişi yapıyor. 8 kişi ile saatte 1,5 ton kömür çıkartırken, 4 kişi ile 200 kilo kömür çıkartılıyor. Bu 4 işçi sayısını 8etamamlarsak zararın büyük bir kısmını önleriz.Ben Türk-İş olarak Zonguldakın sıkıntılarını gündeme taşımaya devam ederim.
Derya
Akbıyık:Zonguldak Kömürspor taraftarı olduğunuz söyleniyor doğru mu?
Ergün Atalay: Benim tuttuğum üç takım var ZonguldakKömürspor, KırıkkaleTürkmetalsporbirde Sakaryaspor takımı. Kömür dendiği zaman işçi takımı oluyor öyle bakıyorum meseleye .Zonguldakta halen stadyum bitirilemedi. Mevcut Zonguldak stadyumunun hali ortada yani stadın durumuyla Zonguldakın yapısı ortada.
Derya Akbıyık:
Zonguldak haberlerini takip ediyor musunuz?
Ergün Atalay: Zonguldakta siyasetçisi, kitle örgütleri yani herkesin bu şehir için gayret sarf ettiğini çok önemli işler yaptığını da biliyorum. Oradaki kitle örgütleri çok önemli, Zonguldak gazeteleri çok tesirli şuan önümde görüyorum. Diğer yaygın gazetelerden ve oradaki yerel gazeteler çok önemli. Bu küçük vilayetlerde böyle oluyor ki doğrusu da böyle olması lazım. Ben Zonguldakın sıkıntısının büyük bir kısmını biliyorum ve takip etmeye de devam ediyorum. Yerel ve ulusal basında Zonguldak haberlerini takip ediyorum. İşçi alımını gerçekleştirmek için gecemizi ve gündüzümüzü ortaya koyacağız.
Derya Akbıyık: Maden yasasının son şekli sizce yeterli mi,
yoksa eksiklikleri var mı?
Ergün Atalay: Maden yasasında güzel şeyler oldu ama noksanlarda var. Bu madenle ilgili taraflarla bir daha konuşmak lazım. MİGEM ( maden işletme genel müdürlüğü )var. Bu genel müdürlüğün yeri Ankarada. Bizim kömürün madenin olduğu yerler belli. Türkiyede Zonguldakta var, Amasrada var, Kütahyada var, Elazığda var, Siirtte var şimdi toplasam 12-13 vilayette var. Maden işletmeleri genel müdürlüğünün, madenin yoğun olduğu yerlerde bir irtibat bürosu kurması lazım. Kurulamıyorsa Valiliklere yetki verilip Valiliğin denetlemesi lazım. İlçelerde Kaymakamlığın denetlemesi lazım. Ankaradan bu madenleri idare ederseniz, bu kazaların önüne geçemezsiniz. Ne olması lazım bünyesinde madenle ilgili toprakla ilgili, yeraltıyla ilgili orada mühendislerin muhafaza etmesi lazım. O madenlerin yapısını kontrol etmeleri lazım yoksa biz bu kazaların önüne geçemeyiz.
Derya Akbıyık:
Zonguldak bölgesinde çelik sanayi ve enerji santrallerinde bugün itibariyle 15
milyon ton yıllık kömür harcanıyor. Zonguldak ise bunun 2 milyon tonunu
verebiliyor. 13 milyon tonu ithal kömür.
Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Enerji
bakanımızın yerli kömür önceliğimizdir söylemi üzerine ithal kömüre belli bir
fon geldi, belli bir mesafe konuldu bu
Zonguldak için bir şans olur mu?
Ergün Atalay: Bu son altı ayda Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Enerji bakanımız kamuoyunun tamamı bu yerli kömürle ilgili son 10 senede dillendirmediği kadar bu konuyu dillendiriyorlar. Bu söylem bizim için güzel ve olumlu. Tabi bunun peşinde 15 Temmuz geldi bu konu 15 Temmuzdan evvelki bir konuydu. 15 Temmuz oldu hepsi bitti. Yine bu konuyu gündeme taşımak lazım, bu dışa bağımlılıktan kurtulmak lazım bunun bedelini ülkenin parasını dışarıya vermenin bir anlamı yok. Bunun örneği var. Biz yarım asırlık demir yollarında traversleri yurtdışında İspanyada Portekizde yaptırıyorduk. Şimdi Karabükte çok rahat ray yapıyoruz. Bu yerli kömürle ilgili de devletin bakış açısı bu ki doğrusu bu. Biz yıllardır İMF ile ilgili uzun yıllar durmadan borç ödedik. Hükümetin yerli kömür önceliğimiz sözleri bizler için umut verici bir gelişme.
Derya Akbıyık: Linyit Kömürü hükümet açısından kendine yakın bir kömür olarak görülüyor. Zonguldaktan baktığımızda linyit kömür denilince devlet alım garantisi de veriyor. 3 vardiyalı sisteminde çalışıyor. Taş kömürde ise alım garantisi yok ve üretimde yok ve üvey evlat gibi bir görüntü veriliyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ergün Atalay: Bu yapıyla ilgili şimdi Erdemir, Kardemir yanı başımızda ve oralarının o bölgeye kurulmasının sebebi Zonguldakta taşkömürünün olmasıdır. Taşkömürü Zonguldakta olmasa ne Erdemir olur, ne de Kardemir ama her ikisi de ithal kömür kullanıyor. Bunlarla ilgili Türkiye Cumhuriyetini yönetenler 15 Temmuz da bazı şeyleri daha rahat gördüler. Zonguldak taşkömürü hak ettiği değeri alacaktır. Çelik sanayini tek eriten hammadde kömür Zonguldakta mevcuttur. Tüm yerli kaynaklarımıza eşit bir bakış açısı vardır. Dünyanın bakış açısı ise ortada. Milli olmak durumundayız. Kadınlarımızla ilgili gündemde bir anayasa vardı. Herkes tepkisini koydu. Ben hükümetin art niyetli düşündüğünü düşünmüyorum. Şimdide mecliste geri çektiler toplum böyle bir şey. Kitle örgütlerine sivil toplum kuruluşlarına kulak vermek gerekiyor. 15 Temmuzda ülkeyi yönetenler bu ülkeye can borcu var, bu halka can borcu var. O ölenler ülke için öldü.
Derya Akbıyık: Bugünlerde
gündemde Avrupa Birliğinden çıkalım mı çıkmayalım mı tartışması var sizin bu
konuda düşünceleriniz nedir?
Ergün Atalay: Benim yıllar önce yaptığım bir konuşmam var. Türkiyenin tapusunu verelim bizi Avrupa birliğine almazlar. Avrupa birliği ile ilgili ben kitle örgütünün başındayım. Biz Avrupa Birliğine göre yasalar çıkartalım. Oradaki özgürlükler vs. ne aklınıza geliyorsa belli bir kendilerine göre özgürlükleri var onların biz daha demokratik daha insan haklarına kıymet veren, sivil toplum örgütlerine kıymet veren milli olan ülkenin çıkarlarını düşünen yasalar çıkartalım ama yine de bizi Avrupa birliğine almazlar. Bana sorsalar ben Avrupa birliğine girmek istemiyorum. Sandık kurulsa bugün % 70 hayır çıkar. Türkiyeyi almazlar, bizi oyalıyorlar. Avrupa kendi çıkarını düşünüyor.
Derya Akbıyık: 15
Temmuz hain FETÖ Darbe Girişimi sürecini yaşadık. Olağanüstü hal uygulamasının birinci dönemi
bitti, ikinci dönemi devam ediyor. Bu
esnada da Ülkemizde yazılı basın olsun görsel basın olsun yaygın basında olsun
en son Cumhuriyet gazetesinde bazı gözaltı ve tutuklanmalar oldu bunları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Ergün Atalay: Türkiyede kaç tane gazete var aşağı yukarı bunu hepimiz biliyoruz. İktidardan yana olanlar var olmayanlar var ama maalesef imkân olsa da tamamı tarafsız bir şekilde gördüğünü yazabilse. Gazetecilik yaptığı için insanlar tutuklanıyorsa ki ben öyle düşünmüyorum, gazetecilik yaptım diye bir ülkede gazeteci tutuklanıyorsa, eyvah demek lazım. Ama bununla ilgili yaşananlar özellikle Cumhuriyet gazetesi, işçi hakları ile ilgili bize en yakın olan gazetelerden bir tanesi. Açık açık söylüyorum Can Dündarla ilgili tereddütlerim var. Tereddütler var görmek istiyorum. Orada kıymetli yazarlar var yarısı içeride bunlarla ilgili süreç devam ediyor. Gazetesinden dolayı birisi tutuklanıp sıkıntıya giriyorsa kesinlikle kabul etmiyorum. Sırf gazetecilik yaptı diye muhalif oldu diye bir şey kesinlikle kabul etmiyorum. Türkiyede muhalif gazeteler de var çok şiddetle muhalefet yapan gazeteler de var bir şey olmuyor. Ama burayla ilgili tereddütlerim var. Bir sürü insanlar bedel ödedi askeri, polisi, darbedir, balyozdur meselelerinde bunlarla ilgili önümüzü görelim. Ahmet Şık içeride yattı, Nedim Şenerde şuan çıktı ama o dönemlerde de bir bedel ödediler. Keşke imkân olsa da tutuklanmadan mahkemeler devam etse talebim ve arzum o. Ama gazetecilik kimliğinden dolayı bu ülkeye kötülük yapıyorsa oda hesabını versin. Hiç kimse iftiraya uğramasın hiç kimse haksız bir şekilde tutuklanmasın, bedel ödemesin.
Derya Akbıyık: 15
Temmuz süreci sonrası kanun hükmünde kararnameyle birçok kişi ihraç ediliyor
görevden alınıyor, gözaltına alınıp tutuklanabiliyor bunlar tabi ki inceleme
sonucunda oluyor fakat burada çeşitli hak yenildiği iddiaları oluyor. En büyük
işçi örgütünün başındasınız, üyeleriniz arasında buna karışanlar olabilir, bu
duruma karşı herhangi gibi bir çalışma veya önlem aldınız mı?
Ergün Atalay: Bununla ilgili FETÖ denilen hainler en az bizim içimizde var. Toplasan bugün itibarı ile bize intikal eden kişi sayısı 218kadar. Bunlarla ilgili arkadaşlarımızda biliyor Sayın Cumhurbaşkanımıza ifade ettik. Bunlarla ilgili itimat ediyorsanız güveniyorsanız bize bildirin bize hemen bağlı olduğu bakanlıkla konuşalım yahut resmi yazı yazalım diyelim ki şu konuyu bir daha inceleyin. Ama bunlarla ilgili bu işe bulaşmış olanlar varsa ne hali varsa görsün. Bu ülkede 249 kişi öldü onlara ne diyeceğiz. Bunlar bu ülkede darbeyi yapsalardı işgal yapsalardı şimdi burada böyle konuşamayacaktık. Ben bunlara hiç hoşgörüyle bakmıyorum ama bunların içinde bir şey bilmeyen saf ve masum insanlar da var. Zaman içinde de bunları ayıklamak lazım, ayırt etmek lazım. Burada suçu yapan bedelini ödesin. Türkiye yoksa hiç birimiz yokuz.
Derya Akbıyık:
Önümüzdeki günlerde kıdem tazminatı ve taşeron işçilerle ilgili bir çalışma
olacak mı? Tük-İşin bundan sonraki hedefleri işçilerin hakları açısından neler
olacak?
Ergün Atalay: Önümüzdeki ay asgari ücret görüşmesi var. Tük-İş olarak makul bir talebimiz var, oda asgari ücretin bin 600 TL olması. Bu süper bir rakam veya muazzam bir rakam değil. Ülke şartlarında bize uygun bir rakamdır. Taşeron işçi olarak çalışan 20 bine yakın işçimiz var. Beş ay çalışıp altı ay çalışmıyorlar. 15 Temmuzda bunlarla ilgili biz belli bir yere gelmiştik. Hükümet iktidar bunla ilgili bu işi halledeceğine ifade etmişti. Çalışma bakanlığıyla Siirtte konuşmuştuk. Başbakan talimat vermiş bu konuyla ilgili bir çalışma yapın diye. Önümüzdeki günlerde beş ay 29 günlerle ilgili, taşeronla ilgili kamuoyuna ülkeyi idare edenler güzel bir haber verirler. Milletin beklentisi var bizim beklentimiz var. Kıdem tazminatıyla ilgili bizim için 30 gün üzerinden alıyoruz. 2 bin liraya Zonguldakta madende çalışan bir arkadaşımızın hesabına yüz altmış dört lira kıdem tazminatı çıktı para yatırıldı yani 8.33 bunu karşılığı. Diyoruz ki 30 günü muhafaza ediyoruz 8.33 kalsın. Bunula ilgili almayanlar, alanlardan daha çok tamam doğru. Hemen bununla ilgili yasal düzenleme yapılsın. Adınız sanınız sandık mı, dernek mi, hiç umurum da değil. Hazine garantisi versinler 30 günü muhafaza etsinler 8.33 kalsın. Bir ay bir yerde çalıştım çıktım benim tazminatımı versin. Bu fona yönetiminde işverende olsun işçide olsun hazine garantisi olsun bir problem yok benim için hemen buna katkı sağlarız.
Derya Akbıyık:
Zonguldak Cumhuriyetin ilk vilayeti olmasına rağmen git gide küçülüyor. TTKda çalışan işçi sayısı 8 binlere
düştü. Zonguldakın veTTKnın bundan
sonraki süreçte gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Ergün Atalay: Zonguldak duruyorsa ki bu ülke durduğu müddetçe bu şehir duracaktır inşallah. Bu ülkeyi idare edenler bu şehri görmemezlikten gelemezler. Ama bizimde bu çalışma şartların dışında üretimi nasıl arttırırız daha çok nasıl üretiriz, daha çok kaliteli nasıl üretiriz, daha ucuz nasıl üretiriz diye düşünmemiz gerekiyor. Bununla ilgili şehir kafa yorarsa ülkeyi yönetenler ile bizler sendika olarak katkı sağlarız. Bizim önümüze ne koyuyorlar? Zarar ediyorsun konusunu koyuyorlar. Birinci önceliğimiz TTKya işçi aldırmak. Bu yalnız Zonguldaktaki maden işçileri sendikası yönetiminde biten bir iş değildir. İmkan varsa Zonguldaktaki bütün partililerimiz siyaseti bir tarafa bırakacaklar.Zonguldakın beş vekili var ve onlar Zonguldak varsa varlar. Onun için burada akıllı, mantıklı, makul çözüm önerilerimizi ülkeyi yönetenlerin önünü koymaya, ısrarlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Biz talep noktasındayız. Gündeme getirmeyle ilgili yetkiliyiz. Biz bunları takip etmekle yetkiliyiz. Bizim konumuz bu bizim yasa çıkartmaya yetkimiz yok. Ama bu konularla ilgili bu koşuşturmamızı devam ettirelim. Buradaki mağduriyeti giderelim buradaki insanlar mazlum, buradaki insanlar mağdur. Kamudan daha çok özel ocak var. Daha çok İşçi orada çalışıyor. Zonguldak kömürcülükte, madencilikte Türkiyede öncü kurum. Yani en ufak bir yerde kaza olduğu zaman Zonguldakın kurtarma ekibi gidiyor Somada ve Ermenekte onlar orada, ben onlar görüyorum gittiğim zaman onlar benimle beraber çalışıyorlar. Zonguldaktaki sendika işçi sağlığından işçi güvenliğinden yeraltındaki iş kazaların en az olduğu yerler tabi afetin dışında. Bunun için oradaki işçi arkadaşlarımız sendikacılar veya madenciler meseleyi iyi biliyor. Yani burada herkes işini doğru dürüst yapacak, sendikacı sendikacılığını yapacak ama hepimiz bu ülkenin çıkarlarını düşüneceğiz. Daha iyi kömür üreteceğiz bu ülkeye giren ithal kömüre mahkum olmayacağız. Çalıştıranda çalışanı da kazanacak.
Derya Akbıyık: Bugün
bizleri kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. ZGC başkan, başkan yardımcısı ve denetim kurulu
üyemiz bugün burada size Zonguldak basınında ki tüm arkadaşlarımızın
selamlarını getirdik. Zonguldak halkına ve maden işçimize söyleyeceğiniz son
mesajlarınızı alabilir miyim?
Ergün Atalay: İşçi benim ailemin parçası. İşçi benim. Zonguldak halkının bakış açısını biliyoruz. O bölgeyi yakinen biliyorum. Bürokratın, esnafın, gazetecisinden, taksicisinde, sanayicisinden ve çalışanından herkesin bakış açısını biliyorum. Cennet bir ülkede yaşıyoruz. Cennet ülkenin bir güzel köşesi de Zonguldak. Zonguldak halkına ve maden işçilerime selamlarımı ve sevgilerimiz iletiyorum. Zonguldaka sahip çıkmaya devam etsinler. Ben olayım veya olmayayım herkes üzerine düşeni yapsın. Bizler üstümüze düşeni yapacağız. Özellikle Zonguldak Kömürspora sahip çıksınlar. Bir lig daha üst sıraya çıksın. Şampiyon olsun.
Haber : K.Meydan
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor